Denizcilik Bilgisi – VİRA Bilgi Kaynağı  > Deniz Tarihi > Neden Denizcileşmeliyiz?

Neden Denizcileşmeliyiz?

✍️ Uğur Esmer – VİRA Bilgi Kaynağı için

Neden Denizcileşmeliyiz?

Son dönemlerde denizcilik alanında en çok zikrettiğimiz ve duyduğumuz kavram -E. Tümamiral Cem Gürdeniz’in isim babası olduğu- ”Mavi Vatan” kavramı oldu. Türkiye 2753 kilometre kara sınırına sahip olmasına karşın 4499 deniz mili (8333 kilometre) deniz sınırına sahiptir. Denizde savunmamız gereken alanın yalnızca bu 4499 millik kıyı şeridi olduğunu düşünmek büyük bir hata olur. Türkiye’nin koruması gereken alan 462.000 kilometrekarelik deniz yetki alanıdır.

 

İşte bu alana “Mavi Vatan” diyoruz. Mavi vatandan çok daha önce söylemeye başladığımız şey ise “Denizcileşme” kavramıydı. Aslında sadece kavram olarak tarif etmek yanlış olacaktır. Denizcileşme bir ülküdür.

Denizcileşme devletin bekası, halkın refahı ve mutluluğu için denizin öncelikli hale getirilmesi ve yüksek verimle kullanılması, deniz kültürünün ve denizin halk tarafından benimsenmesi ve günlük hayatın bir parçası haline getirilmesidir. Deniz ticareti, deniz turizmi, deniz dibi madenciliği, balıkçılık, tersanecilik ve savunma sanayiinin deniz üzerine uzmanlaşmış kolları ülkeler için ciddi gelir kaynağıdır. Bugün dünya taşımacılığının %90’ı denizler üzerinden yapılıyor. Bu taşımacılığı ve kıyıları koruyan donanmalar ülkelerin dış politikalarında caydırıcı güç olarak en önemli etkendir.

 

Süper güç olarak nitelendirdiğimiz ülkeler denizcileşmesini tamamlamış, gelir kaynağının büyük kısmı denizden gelen ülkelerdir. Deniz turizmi önemli bir döviz kaynağı ve istihdam kapısıdır. Denizcilik okulları, kültür merkezleri, plajlar, tersaneler ve limanlar kurulmaya başladığında bir domino etkisi gibi bu tesislerin etrafında yeni iş kolları ve destekleyici tesisler kurulmaya başlayacak ve bu gelir ve refah sadece denizcilik sektörüyle sınırlı kalmayacaktır. Malzemesinin ekserisi yurt içinde üretilen bir tekne düşünün. Bu tekne ithal edilenden hem daha ucuz hem de parçası daha kolay bulunur olacaktır. O zaman ne kadar çok kişinin tekne hayalini gerçekleştirdiği ve yeni açılacak marinalarla ve bunların çevresindeki işletmelerle, bunların inşası ve ihtiyaçlarının karşılanmasıyla ne kadar kişinin iş sahibi olacağını düşünün. İşte bu yüzden denizcileşilmelidir.

 

Biz denizci/denizcileşmiş miyiz? Hayır. Bugün bizim deniz kıyımızın çeyreğine sahip ülkeler denizcilik devi olurken bizim şu anda bir denizcilik bakanlığımız yok. Denizcilik alanında bir hedefimiz yok. Denizcilik İşletmeleri yaklaşık 150 gemilik bir filoya sahipken günümüzde böyle bir filo mevcut değil. Haliç’teki birçok tersanemiz faal değil. Halk denize ulaşamıyor. 1895 yılında 900.000 kişinin yaşadığı İstanbul’da 35.000 kayıtlı tekne bulunurken ve 25 kişiye 1 tekne düşerken günümüzde bu rakam 2200 kişiye 1 tekneye kadar gerilemiştir.  Kontrolsüz avlanma yüzünden balık sürüleri git gide azalıyor. Şehirlerarası deniz hatları yok denecek kadar az. Deniz ulaşımının payı diğer ulaşım yollarına nazaran çok düşüktür. Türk tersaneleri diğer çağdaşlarıyla eşit seviyededir ve hatta bazı konularda diğerlerinden de iyidir fakat bunun yan sektörlerle desteklenmesi ile katma değerin artması denizcileşmeye bağlıdır.

 

Elimizin altında muazzam bir gelir kaynağı var ve bunu değerlendirmemiz gerekiyor. Mavi vatan kullanılırsa mavi vatandır. Eğer bugün özellikle Doğu Akdeniz’de önemli başarımlar kazanıldıysa bu denizci vizyon sayesindedir. Sahillerimiz ve denizlerimiz sahip çıkıldığı müddetçe mavi vatandır. Deniz kültürünün halka benimsetilmesi işte bu vizyonun aşılanmasıdır. Eğer denizcileşilmezse hem bu kazanımlarımızı sürdürüp bir üst seviyeye taşıyamayız hem de hasatta bizi doyuracak tarlayı ekmeden öylece bakıp dururuz.

 

Dış Bağlantılar:

Mavi Vatan Yazıları, E. Tümamiral Cem Gürdeniz: https://www.dr.com.tr/Kitap/Mavi-Vatan-Yazilari/Arastirma-Tarih/Politikaarastirma/Turkiye-Politika/urunno=0001742335001

✍️  Uğur Esmer Kimdir?

Vira Yatçılık BİLGİ Kaynağı Sayfası’nda yazılarını/araştırmalarını yayınladığımız araştırmacı yazar Sn. Uğur Esmer’ın özgeçmişi:

6 Eylül 1997 tarihine İstanbul Üsküdar’da doğdu. İlk, ortaokul ve lise eğitimimi İstanbul’da tamamladı. Ağustos 2014 ile Mayıs 2015 tarihleri arasında Deniz Müzesi Komutanlığı ve Deniz Tarih Arşivi Müdürlüğü’nde staj yaptı. Çanakkale Deniz Müzesi Komutanlığı’nda gönüllü koleksiyon danışmanlığı görevini deruhte etti. Eylül 2015’de Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi’nde tarih anabilim dalında lisans eğitimime başladı. Temmuz 2019’da buradan mezun oldu. Şubat 2015’de Kuzeyin Sesi Dergisinde (Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Bülteni) “Bahriyemizde Unutulan Rütbe Ve Üniformalar”, 2016 yılında Yeni Deniz Mecmuası 4. sayısında “Denizlerin Şövalyeleri”, Temmuz 2017’de Bosphorus Naval News’da “Lest We Forget: Rauf Orbay” (İngilizce), Ağustos 2017’de Türkiye Denizcileşmelidir dergisinde “Dumlupınar Faciası ve Facia Hakkında Asılsız İddialar” ve 2020 yılında Yeni Deniz Mecmuası 17. sayısında “İki Çağdaş Denizaltının Karşılaştırması” başlıklı çalışmaları yayımlanmıştır.  | Twitter Hesabı