Denizcilik Bilgisi – VİRA Bilgi Kaynağı  > Deniz Tarihi > Dumlupınar Denizaltısı’nın Sonsuz Karakola İntikali

Dumlupınar Denizaltısı'nın Sonsuz Karakola İntikali

Dumlupınar Denizaltısı Faciası

TCG Dumlupınar (D-6)

✍️ Uğur Esmer – VİRA Bilgi Kaynağı için

USS Blower – “Lanetli Bir Denizaltı”

TCG Dumlupınar (D6) 120 adet üretilen Balao Sınıfı bir denizaltıydı.

23 Nisan 1944’de USS Blower ismiyle Amerikan donanmasında göreve başladı.

Blower 3 kez cephe görevine çıkmıştır. İlk karakolunda Pearl Harbor’dan ayrıldıktan sonra bir torpidobot ile çarpıştı ve üsse döndü. Üçüncü karakolunda ise Sydney açıklarında bir devriye botuyla çarpıştı. İki kazada da denizaltı baş torpido dairesinin sancak tarafından hasar almıştı.

Blower savaşın sonuna kadar çeşitli gemilere torpido taarruzunda bulunmasına rağmen attığı hiçbir torpido isabet etmemiştir.

Tek başarısı efsanevi Japon denizaltısı I-400’ü savaşın sonunda teslim almasıdır.

Blower Mürettebatı – 1949 Alaska

Mart 1950’ye kadar tatbikatlar ve eğitimler dışında bir faaliyeti olmayan denizaltı bu tarihte Pasifik Filosundan Atlantik Filosuna devredildi ve tersanede tadilata alındı. Güverte topu ve uçaksavarları söküldü. Klasik yelkeni (Denizaltının kulesi) sökülerek yerine daha hidrodinamik olan “Step Sail” denilen yelken inşa edildi. Şnorkel sistemi eklendi ve torpido kovanlarından mayın dökebilir hale getirildi.

Yaşam mahallerinde düzenlemeler ve iyileştirmeler yapıldı.

Türkiye’ye Devri – TCG Dumlupınar

Aynı tarihlerde Türk denizaltıcılar eğitim almak üzere Amerika’ya gelmişlerdi. Ortak Savunma Destek Yasası kapsamında Türkiye’ye iki denizaltı verilecekti.

Bu dönemde pek çok ülkeden denizciler ülkelerine götürecekleri denizaltılarını almak için New London Connecticut’ta toplanmıştı. Canları sıkılan Perulu denizaltıcılar üsteki diğer denizaltıcılarla bir futbol turnuvası düzenlediler. Meydan okudukları tüm takımları tek tek yeniyorlardı. Son maç Türk denizaltıcılar ile yapıldı. 2 denizaltını personelinden karma bir takım kurulmuş ve takımın antrenörlüğünü Teğmen Hasan Yumuk yapıyordu. Perular 1-0 yenilerek tek mağlubiyetlerini bu maçta aldılar.

16 Kasım 1950’de Connecticut’ta yapılan törenle USS Blower TCG Dumlupınar, USS Bumper TCG Çanakkale ismini aldı. Transfer törenine Büyükelçi Feridun Cemal Erkin de katıldı.

Dumlupınar’ın ilk komutanı Deniz Yüzbaşı Bahri Kunt oldu. Türk Sancağını gönderlerine toka eden gemiler yurda doğru yola çıktılar. Okyanus geçilirken tatbikat ve eğitimlerine devam ettiler.

Okyanusu, Akdeniz’i, Ege’yi ve Marmara’yı kat edip İstanbul’a gelen denizaltılar 18 Aralık günü 17.45’de Büyükçekmece açıklarında demirlediler.

19 Aralık 1950’de Yavuz Zırhlısının selam topları eşliğinde boğaza girdiler. İlk olarak tören geçişi yaptıktan sonra Dolmabahçe’ye demirlediler. Karşılama törenine TCG Yavuz, TCG Sultanhisar ve TCG Demirhisar katılmıştı. O zaman Kütahya’nın bir köyü olan Dumlupınar halkı adına Murat Arslan bir konuşma yapmış ve Dumlupınar denizaltısına ipek bir sancak hediye etmiştir. İki denizaltı Türk Donanmasındaki ilk şnorkelli denizaltılar oldular.

TCG Dumlupınar, Denizaltı Filosu 1. Filotilla sancak gemisi olarak seçildi. Tatbikatlarda ülkeyi ve donanmayı temsil etmek artık onun görevlerinden birisiydi. 1. Filotilla sancak gemisi olması sebebiyle aynı zamanda filo sancak gemisiydi. 1952 yılında komutanı Güverte Yüzbaşı Sabri Çelebioğlu olacaktı.

Dumlupınar Faciası – Çanakkale Boğazı / Nara Burnu

2 Nisan 1953’de TCG Dumlupınar ve TCG I. İnönü birlikte NATO’nun Blue Sea tatbikatına katıldılar. Tatbikat ertesi gün saat 17.00’de sona erdi ve denizaltılar yurda dönmek üzere hareket ettiler.

Komodor Hakkı Burak

Komodor Hakkı Burak

1. Filotilla Komodoru Deniz Kurmay Albay Hakkı Burak gemilerinin tatbikatta gösterdiği performanstan oldukça mutluydu. Aynı saatlerde Naboland Şilebi ise 600 tonluk kâğıt yükü ile İstanbul’dan yola çıkmıştı.

3 Nisan’ı 4 Nisan’a bağlayan gece yarısı denizaltılar Çanakkale Boğazı girişine geldiler. Boğaz’a girmeden önce vardiya değişimi yapıldı. Sabri Çelebioğlu Vardiya Subayı Hasan Yumuk’a Anadolu sahiline çok yaklaşmamasını yoksa karaya oturma riskinin olduğunu söyleyerek vardiyasını ona devretti.

Boğaza girildikten hemen sonra TCG I. İnönü telsizden makine arızası yaşadığını belirterek 10 dakikalığına durmak zorunda kaldı.

TCG Dumlupınar Nara Burnu’na yaklaşıyordu. Kuzey’e ilerleyen gemiler için 75 derecelik bir dönüş olarak oldukça zor bir noktadır. Köprü üstünde vardiya subayı Hasan Yumuk, seyir astsubayı Hüseyin Akış, işaret astsubayı Şaban Mutlu ve gözcü erler Veysel Saygılı ile Enver Uçar nöbetlerinde 2. saate gelmişlerdi. Komutan Çelebioğlu, ikinci komutan Kemal Ünver ve astsubay Hüseyin İnkaya nöbetleri bittiği halde yatmaya gitmemişlerdi. 

Nara Burnu Neresi?

Gözcü er ileride bir gemi fark etti ve geminin rotasını, 2 silyonunun görüldüğünün, Kırmızı borda feneri gördüğünü söyledi. Hasan Yumuk kerteriz aldığında müsademe rotasına girdiklerini fark etti. Sancağa dönme emrini verdi ve yavaşlanmasını istedi.

Geçiş üstünlüğü Naboland’daydı ve TCG Dumlupınar’ın beklemesi gerekiyordu. Hasan Yumuk bunu yerine getirmişti. Denizaltı müsademe rotasından çıkmıştı ama Anadolu sahiline yaklaşıyordu. Dönüş noktasından önce Sancak emri gelince Kemal Ünver ve Hüseyin İnkaya yelkene çıktılar. Hasan Yumuk Naboland’ı göstererek “Bunun için bozduk senin rotanı” dedi.

Naboland

O sırada Sabri Çelebioğlu yelkene çıktı ve emir komutayı devraldı. Her iki makine tam yol tornistan ve İskele alabanda emri verdi. Denizaltının karaya oturmaması için eski rotasına sokmuştu ama tekrar müsademe rotasına girmişti. Tekrar ileri yol verilerek bu rotada ilerlenmeye devam edildi. Çelebioğlu Naboland’ın Sancağa (Naboland’a göre İskele) dönüşünün devam ettiğini düşünüyordu ve ondan sakınmak için Sancak makine tam yol ileri, İskele makine tam yol tornistan, İskele alabanda emri verdi. Amacı talvek hattının diğer tarafına geçerek yoldan çekilmekti.

 

O sırada Naboland Dumlupınar’ı fark etmiş sancağa (Dumlupınar’a göre iskele) dönüyordu. İki geminin de aynı tarafa döndüğünü fark ettiklerinde Hasan Yumuk komutana tam yol tornistan emri vermesini, kaçınılmaz olan çatışmadan daha az hasar alınabileceğini söyledi.

Hasan Yumuk o anı “Baktık dağ gibi üstümüze geliyor.” diyerek anlatıyor. Çelebioğlu son yol tornistan (back emergency) emri verdi. Müsademe alarmı çalındı ve torpido dairesi sancak taraftan müsademe anonsu yapıldı. Fakat çok geç kalınmıştı. 21 kont hızla ilerleyen Naboland ile o anki hızı 9 knot olan Dumlupınar’ın arasındaki mesafe 30 knotlık örtüşme hızıyla kapandı.

Naboland – Dumlupınar Kaza Anı

Naboland büyük bir şiddetle Dumlupınar’a çattı. Çattıktan sonra yan yatırdı ve çiğneyerek 45 metre sürükledi. Çatışmanın gürültüsü Eceabat ve Çanakkale’den duyulmuştu. 38 milimetre buza karşı güçlendirilmiş pruva sacına sahip Naboland sadece 8 milimetre form tekneye sahip Dumlupınar’a öylesine sert çarpmıştı ki 8 metre genişliğindeki Dumlupınar’da 7 metreye yakın bir yara oluşmuştu. Denizaltının yelkenindeki 8 kişi denize düştü. Astsubay Şaban Mutlu bu sırada başını çarparak şehit oldu. Denize düşenlerden 2 gözcü er ise Naboland’ın pervanesine çekilerek şehit oldular.

Naboland işaret fişekleri ve can simitleri atarken diğer yandan filikasını indiriyordu. Denize düşen 5 kişiyi filikaya alındı. O sırada kazayı duyup olay yerine gelen 10 numaralı gümrük motoru kazazedeleri alarak Çanakkale deniz hastanesine götürdü. Naboland’dan hemen denize halatlar, ışıklı ve fosforlu cam simitleri atılmaya başlanmıştı. Sürekli işaret fişekleri atılıyordu ve telsizle sürekli olarak “We have collision with unknown submarine position 3 miles Chanak. Immediate asisstance necessary! Signature: Master.” (Çanak’a 3 mil mesafede kimliği bilinmeyen bir denizaltıyla çarpıştık. Acil yardım gerekli! İmza: Süvari.) mesajını gönderiyordu. Mesaj İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan ve Mısır’daki İskenderiye telsiz istasyonları tarafından alınmıştı ve tekrar ediliyordu. Türk istasyonlarınca da alındı fakat başında acil durum olduğunu belirten uluslararası “S.O.S, T.T.T ve CQ” kodları bulunmadığından anlaşılamamıştı.

Naboland bütün projektörlerini açmış deniz yüzeyini tarıyordu. Aynı zamanda vasıtası indiriliyordu. Pruvasından hücum eden sularla Dumlupınar baş üstü dibe doğru batmaya başladı.

Kazanın olduğu yerde derinlik ortalama 80 metreydi. Sabah balıkçılar tarafından denizaltıdan bırakılan battı şamandırasını buldular.

Çanakkale Boğaz Komutanı Albay Zeki Adar şamandıradaki telefon vasıtasıyla denizaltıyla ilk teması kurdu. Astsubay Selami Özben kıç torpido dairesinde 22 kişi olduklarını, elektriklerin kesik olduğunu ve denizaltının 15 derece sancağa yatık olduğunu, acil durum fenerlerinden birinin ışığının gittikçe zayıfladığını söyledi. Diğer dairelerde yaşam belirtisi yoktu. Zamanla yarış başlamıştı. Kıç torpido dairesindekilere içerideki hava 72 saat yetecekti.

Saat 11.30’da 1. İnönü denizaltısı saat 13.45’de ise TCG Kurtaran olay yerine geldi. Kurtaran şamandıra üstünde kendini konumlandırarak kurtarma işlemine başlamak için hazırlıklarını yapmaya başladı. Atılan şamandıralar yüksek akıntı nedeniyle sürükleniyorlardı. Bu yüzden iki muhrip demirledi ve şamandıralara bağlanması gereken halatlar muhriplere bağlandı.

Saat 17’de geminin yanlış konumda olduğu anlaşıldı ve halat manevrası ile sabitleme şamandıraları arasında kuzeye ilerlemesine karar verildi.

Battı şamandırasının 150 metrelik kablosu tamamen salındığından şamandıra denizaltıdan daha Güneyde su üstüne çıkmıştı. Gemi ilerlemeye başladığında şamandıranın kablosu pervaneye dolanarak koptu ve tek iletişim aygıtıyla kurtarma çanını indirmek için kullanılacak kılavuz kablo kaybedilmiş oldu. Bundan sonra denizaltıya ulaşmanın tek yolu bir dalgıcın inerek denizaltı üzerine bir çelik kablo takmasıydı.

Ertesi sabah şafakla birlikte dalışlara başlandı. Aynı zamanda TCG Başaran gemisi bölgeye gelerek harekâtın yönetildiği yer haline getirildi.

Devam eden iki gün boyunca dalışlar yapıldı fakat yüksek akıntı ve basınç nedeniyle dalgıçlar denizaltıya ulaşamıyorlardı. Dalgıçlar ya yaprak gibi savruluyor ya da basınçtan ağız ve burunlarından kan geliyor, bilinçlerini kaybediyorlardı.

7 Nisan günü son dalışlar yapıldı ve artık 22 kişiden ümit kesildiği için çalışmalar sonlandırıldı.

81 denizci Dumlupınar’da şehit oldu. Onlar bugün denizin derinliklerinde sonsuz karakollarına devam ediyorlar.

 

 

 

✍️  Uğur Esmer Kimdir?

Vira Yatçılık BİLGİ Kaynağı Sayfası’nda yazılarını/araştırmalarını yayınladığımız araştırmacı yazar Sn. Uğur Esmer’ın özgeçmişi:

6 Eylül 1997 tarihine İstanbul Üsküdar’da doğdu. İlk, ortaokul ve lise eğitimimi İstanbul’da tamamladı. Ağustos 2014 ile Mayıs 2015 tarihleri arasında Deniz Müzesi Komutanlığı ve Deniz Tarih Arşivi Müdürlüğü’nde staj yaptı. Çanakkale Deniz Müzesi Komutanlığı’nda gönüllü koleksiyon danışmanlığı görevini deruhte etti. Eylül 2015’de Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi’nde tarih anabilim dalında lisans eğitimime başladı. Temmuz 2019’da buradan mezun oldu. Şubat 2015’de Kuzeyin Sesi Dergisinde (Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Bülteni) “Bahriyemizde Unutulan Rütbe Ve Üniformalar”, 2016 yılında Yeni Deniz Mecmuası 4. sayısında “Denizlerin Şövalyeleri”, Temmuz 2017’de Bosphorus Naval News’da “Lest We Forget: Rauf Orbay” (İngilizce), Ağustos 2017’de Türkiye Denizcileşmelidir dergisinde “Dumlupınar Faciası ve Facia Hakkında Asılsız İddialar” ve 2020 yılında Yeni Deniz Mecmuası 17. sayısında “İki Çağdaş Denizaltının Karşılaştırması” başlıklı çalışmaları yayımlanmıştır.  | Twitter Hesabı